Melekler Ne Zaman Yardın Ederler? Meleklerin Yardım Ettiği İnsanlar Kimlerdir?

 

 Melekler Ne Zaman Yardın Ederler? Meleklerin Yardım Ettiği İnsanlar Kimlerdir?

Meleklerin yardım ettiği müminlerin iki temel özelliği vardır:

1. İman:

Bu müminler, “Rabbimiz Allah’tır” derler. Yani Allah’ı tanır, O’nun eşi ve benzeri olmadığını kabul ederler. Allah’ı tüm eksik sıfatlardan uzak tutar, O’na hiçbir ortak koşmazlar. Ayrıca Allah’ı Rabb olarak tanımanın gereği olan tüm iman esaslarına da yürekten inanırlar.

2. İstikamet:

Bu kişiler, yalnızca Allah’a iman etmekle kalmaz; aynı zamanda bu inanç üzere sebat ederler. Tevhid inançlarını hiçbir şekilde şirkle bulandırmaz, Allah’ın emirlerine uymaya ve yasaklarından uzak durmaya büyük bir titizlikle dikkat ederler. İstikamet; sadece inançla sınırlı kalmayıp, ibadetlerde, ahlakta ve insanlarla olan ilişkilerde de dosdoğru bir yol üzere olmaktır.

Sahabe efendilerimiz istikameti şöyle tarif etmişlerdir:

Hazreti Ebubekir Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak.

Hazreti Ömer İmanda kararlılık ve sebat.

Hazreti Osman Samimiyetle, ihlasla amel etmek.

Hazreti Ali Allah’ın farzlarını yerine getirmek.

Sonuç olarak, melekler; Allah’a iman eden, O’nu hakkıyla tanıyan ve kulluk görevlerini içtenlikle yerine getiren olgun müminlerin yanına inerler. Onlara hem dünya hayatında, hem de ölüm anında destek olurlar.

Melekler, sadece dünyada değil; ölüm anında, kabirde ve kıyamet günü yeniden diriliş esnasında da müminlerin yanına inerler. Onlara, ölümden sonra karşılaşacakları şeylerden dolayı korkmamalarını söyler, içlerine saakinlik verirler. Çünkü korku, insanın başına kötü bir şey gelme ihtimalinden doğan derin bir endişedir.

Ayrıca melekler, müminlere geride bıraktıkları aileleri ve sevdikleri için üzülmemelerini de telkin ederler. Zira Allah Teala, hem kendilerine hem de arkalarında bıraktıkları yakınlarına iyilikle muamele edecek; onları cennette, dünyadakinden çok daha güzel nimetlerle buluşturacaktır. Hatta mümin yakınları ve evlatlarıyla cennette yeniden bir araya gelecekleri müjdesini verirler.

Bu şekilde melekler, müminlerin hem korkularını giderir hem de hüzünlerini alır. Çünkü hüzün, ya değerli bir şeyi kaybetmenin, ya da başa gelecek bir zararın yol açtığı derin bir üzüntüdür. Meleklerin bu tesellisiyle müminlerin kalpleri ferahlar, yüzleri aydınlanır.

 

Meleklerin dünyada müminlerle birlikte olduklarını ve onlara ilahi feyiz ve bereket taşıdıklarını bildiren bazı dikkat çekici hadisler vardır:

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

Allah Teala’nın, yeryüzünde dolaşan özel melekleri vardır. Bu melekler, Allah’ı zikreden toplulukları ararlar. Ne zaman böyle bir zikir meclisi bulsalar, birbirlerine seslenerek: İşte aradığımız yer burası! derler ve orada toplanırlar. O meclisi, kanatlarıyla göğe kadar kuşatırlar.

Daha sonra Allah Teala, her şeyi en iyi bilmesine rağmen, onlara: Kullarım ne söylüyor? diye sorar. Melekler de, onların Allah’ı tesbih ettiklerini, O’nu yücelttiklerini, hamd ettiklerini ve O’na dua ettiklerini bildirir. Allah Teala da onlara şöyle der:

Ben onları bağışladım. Onlarla birlikte bulunan hiç kimse bedbaht olmayacaktır.
 

Bir diğer hadiste Peygamber Efendimiz şöyle buyurur:

Gece ve gündüz melekleri vardır ve bunlar birbirleriyle nöbetleşirler. Sabah namazı ve ikindi namazında bir araya gelirler.

Sonra gece boyunca sizinle birlikte olan melekler göğe yükselir. Allah, her şeyi en iyi bilen olduğu hâlde, onlara sorar:
Kullarımı ne halde bıraktınız?

Melekler şöyle cevap verir:
Ya Rabbi! Biz onları namaz kılarken bulduk ve yine namaz kılarken bıraktık.

 

Melekler, dünyada olduğu gibi ölüm anında, kabirde ve kıyamet günü haşir sırasında da müminlerin yanındadır. Onları, dünyadayken peygamberler aracılığıyla kendilerine vaat edilen cennetle müjdelerler. Bu durumu açıklayan Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

Melekler, ölüm anında kişinin başucunda hazır bulunurlar. Eğer ölen kimse salih biriyse, şöyle derler:

Temiz bir bedendeki temiz ruh! Güzel sözlerle, huzur ve rahatlık içinde çık. Öfkelenmeyen Rabbinin müjdesi senindir.

Bu sözleri, ruh çıkana kadar tekrar ederler. Ardından o ruh göğe yükseltilir. Gök kapıları açılırken melekler:
Bu kimdir?’ diye sorar.
Falan kişidir denilince, melekler şöyle karşılar:
Temiz bedendeki temiz ruh! Hoş geldin. Övgüye değer olarak, huzurla gir. Sana öfkesi olmayan Rabbinin müjdesi var.

Bu güzel sözler, ruh en yüce makamlara ulaşıncaya kadar devam eder.

Ancak ölen kişi kötü biri ise, melekler şöyle der:

Pis bir bedendeki pis ruh! Kınanarak çık! Seni kavurucu ateş, irin ve başka azaplarla müjdeliyoruz.

Bu sözleri de, ruh çıkıncaya dek tekrar ederler. Ruh göğe yükseltildiğinde, gök kapıları açılmak istenir.

Bu kimdir?’ diye sorulur.
Falan kişidir denildiğinde melekler şöyle der:
Pis ruh! Hoş karşılanmıyorsun. Kınanarak geri dön. Sana gök kapıları açılmayacaktır.

Ve o ruh, gökten geri çevrilir.
 

Bir başka hadisi şerifte ise Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:

Kim Allah’a kavuşmayı arzu ederse, Allah da ona kavuşmayı ister. Kim Allah’a kavuşmak istemezse, Allah da ona kavuşmayı istemez.

Bunun üzerine Hazreti Ayişe radyallahu anha şöyle sordu:

Ey Allah’ın Resulü! Ölümü sevmediği için mi Allah’a kavuşmak istemez? O hâlde hiçbirimiz ölümü sevmeyiz.

Peygamberimiz şöyle cevap verdi:

Hayır, mesele bu değil. Mümin bir kimseye Allah’ın rahmeti, rızası ve cenneti müjdelendiğinde, o Allah’a kavuşmayı arzular. Allah da ona kavuşmayı ister. Ama kaafirlere Allah’ın azabı ve gazabı haber verildiğinde, onlar Allah’a kavuşmak istemezler. Allah da onlara kavuşmayı arzu etmez.

 

Sonuç olarak, ilgili ayetten anlıyoruz ki, melekler ölüm anında müminlere şöyle seslenecekler:

Biz sizin dostunuzuz. Dünya hayatında da yanınızdaydık; sizi doğru yola yöneltiyor, başarıya ulaştırıyor ve Allah’ın izniyle sizi koruyorduk.

Ahirette de yine sizinle birlikte olacağız. Kabirdeki yalnızlığınızı dostlukla dolduracak, Sur’a üflenip yeniden diriltildiğinizde size eşlik edeceğiz. Kıyamet günü, haşir meydanındaki korkunuzu güvene çevireceğiz. Sıratı geçmenize yardım edecek ve sizi nimetlerle dolu cennete ulaştıracağız.

Cennette canınızın çektiği her şey size sunulacak. Gözünüzü aydınlatan, gönlünüzü ferahlatan her nimet sizin için hazırlanmış olacak. Ne isterseniz, anında önünüzde hazır bulacaksınız.

Üstelik, sonsuz bağışlayıcılığı ve engin merhametiyle Yüce Allah, sizi affedecek; rahmetiyle sizi kuşatacaktır.

Melekler, şeytanların kaafirlere yaptığı kötülüklerin aksine, müminlere her zaman yardımcı olurlar. Onlara doğru olanı ilham eder, iyiliğe ve güzelliğe yönlendiren işler için teşvikte bulunurlar. Bu da gösteriyor ki, Allah’a ihlasla kulluk eden müminlerin bu hali, Allah’ın lütfu ve melekleri aracılığıyla gelen bir yardımdır.

Ahirette de melekler, müminleri karşılayarak, şefaat ederek ve dostluklarını açıkça göstererek onların yanında olmaya devam edeceklerdir.

 

Ayeti kerimelerin işaretine göre, meleklerin müminlere olan dostluğu üç farklı derecede gerçekleşir:

Rahmet Dostluğu,

Yardım Nusret Dostluğu,

Muhabbet Dostluğu.

Rahmet dostluğu, genel mümin kitlesi içindir. Allah Teala, bu dostluk sayesinde onları dünyada şeriatın emirlerini yerine getirmeye muvaffak kılar. Ahirette ise bu çabalarının karşılığı olarak onları cennetle ödüllendirir.

Yardım dostluğu, Allah’a daha yakın, seçkin müminler içindir. Melekler bu kullara yardım ederek onların en büyük düşmanı olan nefislerine karşı mücadele etmelerini sağlar. Kötü huylardan ve alçaltıcı davranışlardan arınmalarına destek olurlar. Ahirette ise onları, “Rabbine dön” hitabıyla karşılayarak ilahi cezbenin mükaafatına eriştirirler.

Muhabbet dostluğu ise Allah katında en yüce derecelere ulaşan, seçkinlerin de seçkinleri olan kullar içindir. Bu dostluk sayesinde melekler, onlara dünyada manevi hakikatlerin kapısını açar; müşahede ilahi sırları görme ve kalben hakikate ulaşma halleri yaşatırlar. Ahirette ise bu kulları Allah’a en yakın olanlardan kılarlar.