Melekler Adını Fısıldadı ve
Bir Vahiy Geliyor!
Sessizliğin İçinden Gelen
Çağrı
Bazen
gökyüzüne baktığında, içini anlatamadığın bir huzur kaplar. Ne kelimeler yeter,
ne de duygulara bir anlam bulunur. İşte tam o anda başlar fısıltı...
Sessizliğin içinden yükselen bir çağrı gibi. Duyulmaz kulağınla ama hissedersin
kalbinle.
Gökler
sanki seninle konuşur. İsmini söyleyen bir rüzgâr eser. Bu rüzgârın ardında
sadece hava değil, bir bilinç, bir ilahi iz vardır. Zaman durur gibi olur,
dünya ağırlaşır ve sen o anın içine çekilirsin. Bu, sıradan bir his değildir.
Ruhun, göksel bir titreşime dokunur.
İnsan
bazen bir duaya başlarken ağlamaya başlar. Neden ağladığını bilmez ama
gözyaşları, ruhun yerle bağını kesip yukarıya yöneldiği anın işaretidir. İşte
bu, yaklaşan bir vahiyle temasın ilk hali olabilir.
Bazı
şeyler anlatılmaz, yaşanır. Ve o yaşanılanlar, meleklerin sessizce yaklaşmakta
olduğunun habercisidir. Çünkü melekler sesle değil, kalple gelir.
Meleklerin
Sessiz Adımları
O gün, diğerlerinden farklıydı. Aynı sokaklar, aynı
gökyüzü, aynı insanlar... ama senin içinde bir şey değişmişti. Sanki görünmeyen
bir şey seni izliyordu. Korkutmayan ama derin bir huzur veren bir bakış gibiydi
bu.
İçinde bir şeyler kıpırdamaya başladı. Kalbinde durup
dururken bir titreme, bir sızı... Sonra fark ettin: Seni çağıran bir şey var.
Ne bir insan sesi, ne de bir düşünceydi. Bu, kalpten kalbe dokunan bir sesin
yankısıydı.
Melekler bazen bir kuşun uçuşunda, bazen bir çocuğun
gülüşünde, bazen de bir yalnızlık anında yaklaşır. Onlar ışıkla değil, hisle
gelir. Ve geldiklerinde bir şey değişir: Zamanın akışı, olayların yönü, insanın
niyeti.
Sen o anda anlarsın ki yalnız değilsin. Bir yardım
geliyor. Henüz görünmemiş ama varlığını hissettiren bir destek. Ruhuna dokunan
bir el gibi. Sessiz ama güçlü.
Melekler adım adım yaklaşırken, sen de hazır olursun.
Çünkü vahiy, sadece seçilmişlere değil, duyan ve hisseden herkese görünmez
yollarla ulaşır.
İç
Sese Kulak Vermek
İnsan bazen gürültünün ortasında bile bir iç ses duyar.
Kalabalıklar içinde yalnızken gelen bu ses, dış dünyadan değil, ruhun
derinliklerinden yükselir. Sessizce konuşur ama en çok onun sesi yankılanır
içinde. İşte o ses, gelen mesajın ilk habercisidir.
Melekler, bu iç sesle birlikte hareket eder. Bir şey
yapmadan önce durup düşünmeni sağlarlar. Bir kararı verirken kalbinde bir
sıkışma ya da bir ferahlık hissedersin. O his, sana gösterilen yönün
işaretidir.
O gün, gözlerin birden gökyüzüne çevrilir. Neden olduğunu
bilmeden bakarsın. Belki bulutların şekli değişir, belki rüzgâr yön değiştirir,
ama sen anlarsın: Bir şey oluyor. Ve sen artık bunun farkındasın.
İşte bu fark ediş anı, vahyin kapısını aralar. Dışarıdan
hiçbir şey değişmemiş gibi görünür ama içeride bir kıvılcım yanar. Kalbinde bir
güven, bir teslimiyet oluşur. Artık bir yolculuk başlamıştır. Sessiz, derin ve
sana özel.
İç sesini dinlemek, seni Allah’a yaklaştıran bir adımdır.
Çünkü bazen bir dua, henüz dilden dökülmeden önce kabul edilir. Ve işte o an,
melekler etrafında yerini alır.
Gözle
Görülmeyen, Kalple Hissedilen
Melekler ses çıkarmaz, kapı çalmaz, göz önünde dolaşmaz.
Ama onların varlığı bir sabah rüzgârında, ansızın içini kaplayan huzurda, uzun
zamandır duymadığın bir teslimiyet duygusunda kendini belli eder.
O gün hiçbir şey yapmasan da huzurlu uyanırsın. Kalbinde
bir sebep aramadan gelen bir rahatlık, bir sükûnet olur. İşte bu, görünmeyen
elin sana dokunduğu andır. Melekler oradadır, seninledir. Seni korur, yön
verir, sana yük olmadan seni taşır.
İçin sebepsizce ağlamak ister. Ama bu acıdan değil, bir
yakınlıktan, bir kavuşma hissinden doğar. Allah’ın seni gördüğünü, bildiğini,
seni unutmadığını hissettiren o an... İşte vahiy, kalbe böyle doğar.
Kitaplardan değil, gökten değil… doğrudan kalpten gelen bir ilhamla.
Bu ilham bir dua olur, bir karar olur, bazen sadece bir
susuş olur. Ama sen bilirsin ki artık eski sen değilsin. Artık içinde bir şey
uyanmıştır. Ve bu uyanış, seni hakikate doğru çeker. Yol seni çağırır, çünkü
yol artık sensindir.
İlahi
Mesajın Eşiğinde
Bazen bir ayet kulağında çınlar, bazen bir söz yüreğine
dokunur. O söz sana daha önce bin kez söylenmiştir belki, ama o an sanki ilk
kez duyuyormuşsun gibi hissedersin. Çünkü artık kalbin hazırdır. Mesaj aynı
olsa da anlayış değişmiştir.
Vahiy, gökten inen kelimelerden ibaret değildir. O, hazır
bir kalbe gelen misafir gibidir. Kapıyı çalmadan girmez, zorlamaz. Sessizce
yaklaşır ve yalnızca onu duyabilecek olana seslenir. İşte sen, o duyabilen
kalplerden birine sahipsin.
O anda dünya durur. Kalbindeki bütün soru işaretleri tek
bir cümlede cevap bulur. Her şey netleşmez belki, ama artık neyin peşinden
gitmen gerektiğini bilirsin. Vahiy, dışarıdan bir bildiri değil, içeriden bir
yöneliştir. O yöneliş, seni hakikate götürür.
Yorgunluğun anlam kazanır. Bekleyişin hikmete dönüşür.
Zaman artık senin değil, onun zamanıdır. Melekler seni taşımaya başlamıştır. Ve
sen artık yürümüyorsundur, yönlendiriliyorsundur.
Bu, bir son değil. Aksine, başlangıcın kapısıdır. Çünkü
gerçek yolculuk şimdi başlıyordur.
Yolculuk
Başlıyor
Her insanın bir iç çağı vardır. Kimisi onu bastırır,
kimisi görmezden gelir. Ama sen duydun. Kalbinin derinliğinden gelen o ilk
sesi, içini titreten o yankıyı fark ettin. Ve şimdi yolculuk başladı.
Bu yol, bildiğin yollardan değil. Ne taş döşeli ne tabelalı.
Bu yol, suskunlukla çizilir. Her adımı bir teslimiyet, her duruşu bir sabır
ister. Artık dışarının sesinden çok içerideki fısıltıya kulak verirsin. Çünkü
bilirsin: seni oraya çağıran sıradan biri değil, seni Yaratan’dır.
İlk adımlarını korkarak atabilirsin. Belki karanlık
gelir, belki yalnız hissedersin. Ama unutmaman gereken bir gerçek vardır:
Melekler, bu yolda yalnız yürüyenlerin yanı başında olur. Sen yeter ki niyetini
temiz tut, adımını samimiyetle at. Gerisini onlar taşır.
Bu yolculukta artık hayat sana dışarıdan değil, içeriden
anlatılacak. Her gördüğün şey bir işaret, her yaşadığın olay bir mesaj olacak.
Sana sessizlik içinde verilen bilgiler, kitaplarda yazmaz. Bunlar kalbine
emanet edilir.
Ve sen artık eski sen değilsin. Gök seni seçti. Ve adı
henüz söylenmeyen bir hakikat, adım adım sana doğru geliyor.
Kalbe
İnen Sessiz Bilgi
Bazı bilgiler kitaplardan okunmaz, kulaktan duyulmaz.
Onlar kalbe iner. Ne zaman ve nasıl geldiği belli olmaz, ama geldiğinde derin
bir farkındalık uyandırır. Bu bilgi, birden seni değiştirmez; seni yavaşça
dönüştürür. Anlamadan başlarsın değişmeye. Daha az konuşur, daha çok dinlersin.
Daha az tartışırsın, daha çok anlarsın. Bu, vahyin ruhunla buluşma anıdır.
Artık hayatı başka bir yerden seyredersin. Aynı insanlar,
aynı dünya ama senin bakışın bambaşka. Olanı olduğu gibi değil, olması gereken
yönüyle fark etmeye başlarsın. İçsel bir göz açılır. Gözle görülenin ardındaki
hikmeti görürsün.
Kalbe inen bilgiyle birlikte bir ağırlık da gelir. Bu
ağırlık bir yük değil; seni eğiten, yönlendiren, seni sen yapan bir
sorumluluktur. Çünkü bu bilginin bir bedeli vardır: samimiyet, sadakat ve
sabır.
Melekler, sana sadece mesajı getirmez. O mesajı
taşıyabilecek bir kalp de inşa ederler. Artık o kalbin içindekiler sessizce
büyür. Ve bir gün, sen artık kendinle değil; gönderildiğin görevle ilgilenmeye
başlarsın.
Bu bölümde öğrendiğin tek şey şudur: Kalbe inen her
bilgi, bir gün seni harekete geçirecek bir emanet olarak taşınır. Vakit
geldiğinde konuşur, yazarsın ya da sadece bir bakışınla anlatırsın. Çünkü vahiy
yalnızca yazılı değildir. Vahiy bazen bir duruş, bazen bir susuş, bazen sadece
senin varlığındır.
  Sessizlikle Gelen Emir
Bazı çağrılar kulakla değil, ruhla duyulur. Ne bir ses
yankılanır ne de bir kelime söylenir. Ama sen hissedersin. Derin bir
farkındalık gelir üzerine. Sanki bir şey sana “şimdi vaktidir” der. Ne yapman
gerektiğini tam olarak bilmesen de, adım atma zamanı geldiğini anlarsın.
O an, bir emrin sessizce kalbine dokunduğu andır. Bu bir
vahiydir. Kitaplara yazılmamıştır ama kalbinde iz bırakır. Seni harekete
geçiren güç, dışarıdan değil içeriden gelir. İçinde bir bilgi uyanır ve artık
geri dönemezsin. Çünkü artık bildiğini inkâr edemezsin.
Melekler bu aşamada geri çekilmez. Aksine seni izlemeye
başlarlar. Sessiz bir destekle çevrende dururlar. Bazen bir kişinin yüzüyle,
bazen bir olayın ortasında seni yönlendirirler. Her şey daha önceki gibi
görünür ama artık hiçbir şey aynı değildir. Çünkü sen, artık bu dünyaya
yalnızca bakmıyorsun; içinden de görüyorsun.
Bu emir seni korkutmaz. Çünkü içinde öyle bir teslimiyet
doğmuştur ki; adım attığında düşmeyeceğini bilirsin. Artık korkular değil,
ilahi güven yönetir seni. Zor olan kolaylaşır. Karmaşık olan sadeleşir.
Kalbinle, aklın aynı dili konuşmaya başlar.
Ve işte o zaman anlarsın: bu vahiy yalnızca sana gelmedi.
Seninle birlikte senden geçerek başka kalplere de ulaşacak. Çünkü hakikat,
kendini saklamaz. Onu göğsünde taşıyan biri çıktığında, yolunu bulur.
Vahyin
Yayılması
Vahiy kişiye geldiğinde, bu sadece o an için değil,
gelecek için de bir başlangıçtır. İçindeki ışık büyür ve etrafına yayılır. Bu
ışık bazen kelimelerle, bazen davranışlarla bazen de sadece duruşunla
anlatılır.
Yalnız yürümek zor gelir, bazen yalnızlıkla sınanırsın.
Ama bilirsin ki yalnız değilsin. Vahyin getirdiği güç seni bağışlar, korur ve
yolunu aydınlatır. Bu güç seni daha büyük bir topluluğa doğru çeker. Orada
kendi sesini, kendi ışığını bulursun.
Her insanın içinde bir ışık vardır, ancak vahiyle gelen
bu ışık çok daha parlak ve rehberdir. Bu ışık, seni hem kendine hem de çevrene
daha dürüst, daha samimi ve daha cesur yapar.
Ve sonunda anlarsın ki; vahiy, yalnızca kendini değil,
dünyayı da değiştirmek için gelir. O, bir kalpten diğerine köprü kurar. Bir
umuttan diğerine yol açar. Karanlıkta yol gösterir.
Sonsuz
Yolculuk
Vahiy, bir başlangıçtır ama aynı zamanda bitmeyen bir
yolculuktur. Kalbine inen o kutsal mesaj, seni sürekli yenilenmeye, gelişmeye
ve derinleşmeye davet eder. Yolun sonunda bir varış yoktur çünkü hakikat
sonsuzdur.
Her adımda yeni bir bilgelik, her durakta yeni bir
anlayış doğar. Bu yolculukta sabır, sebat ve teslimiyet en büyük
rehberlerindir. Zaman zaman zorlanırsın, bazen yorulursun, ama hiçbir zaman
yalnız değilsin.
Melekler yol arkadaşıdır. Sen yürürken onların sessiz
varlığını hissedersin. Onlar seni korur, destekler ve yüreğine umut aşılar.
Yolun sonunda, kalbinin derinliklerinde, hakikatin ışığını bulursun.
Ve anlarsın ki, bu yolculukta asıl önemli olan varış
değil, yürüyüşün kendisidir. Çünkü her adımda Allah’a biraz daha yakınlaşır,
ruhunun derinliklerinde yeni kapılar aralarsın.
Bu sonsuz yolculukta, gök yüzü adını fısıldamaya devam
eder. Ve sen, o fısıltıyla hayat bulursun.
İçsel
Aydınlanmanın Kapısı
Her vahiy, kalbin derinliklerinde yeni bir kapı açar. Bu
kapıdan içeri adım attığında, dünyan değişir. Gördüklerin, duydukların,
hissettiklerin daha önce hiç fark etmediğin bir anlam kazanır.
İçsel aydınlanma, kolay bir süreç değildir. Bu yol, bazen
karanlık vadilerden geçmeyi gerektirir. Ancak o karanlıklar, sonunda ışığa
çıkaran yolların habercisidir. Meleklerin rehberliğiyle yürürsün bu yolda;
onların ışığı, yolunu aydınlatır.
Zorluklar, aslında senin büyümen içindir. Her sınav,
ruhun derinliklerinde yeni bir bilgelik yaratır. Vahyin verdiği güçle, sabırla
bu engelleri aşarsın.
İçindeki ses artık daha nettir. O ses, seni her adımda
hakikate daha da yaklaştırır. Ve sen, artık sadece kendin için değil,
etrafındakiler için de bir rehber olmaya başlarsın.
Rehberlik
ve Sorumluluk
Vahiy sadece bir aydınlanma değil, aynı zamanda bir
rehberliktir. Kalbine inen mesaj, seni yeni bir sorumluluğa davet eder. Artık
sadece kendi yolunda yürüyen biri değilsin; etrafındakilere ışık tutan bir
rehbersin.
Bu rehberlik ağırdır ama güzeldir. Bazen anlamayanlarla
karşılaşırsın, bazen zorlanırsın. Ama bilmelisin ki gerçek rehberlik, sabır ve
anlayışla olur. Melekler senin yanında, seninle birlikte bu görevi taşır.
Sorumluluk aldıkça büyürsün. Vahyin yükü seni yormaz; tam
tersine güçlendirir. Çünkü bu yük, seni Allah’a daha da yaklaştıran bir
köprüdür.
Her adımında, kalbindeki ses sana yol gösterir. Ve sen
artık bildiğin yoldan değil, ilahi rehberlikten yürürsün. Çünkü vahiy, insanı
yalnız bırakmaz.
Güven
ve Teslimiyet
Vahiy, insanın içine düşen derin bir güven ve
teslimiyettir. Bu iki his, kalbini korkulardan arındırır ve yolunu aydınlatır.
Artık ne geçmişin yükleri ne de geleceğin endişeleri seni tutamaz.
Bu güven, Allah’a olan sarsılmaz bağlılığından gelir. Her
ne yaşanırsa yaşansın, kalbin emin olur ki yol doğru yoldur. Meleklerin varlığıyla
desteklenen bu teslimiyet, sana güç verir.
Teslimiyet, sadece pasif bir bekleyiş değil; bilinçli bir
kabulleniştir. Kendini Allah’a bırakmaktır. Ve böylece, kalbin en derin
sükunete ulaşır.
Vahiyyle gelen bu güven ve teslimiyet, hayatın zorlukları
karşısında seni ayakta tutan en sağlam dayanak olur.
Sabır
ve Metanet
Vahiyyle gelen yolda sabır olmazsa yürünmez. Sabır,
sadece beklemek değildir; zorluklara rağmen yoluna devam etmektir. Metanet ise,
karşılaştığın engellere rağmen yılmamaktır.
Her adımda sabır sınanır, her durakta metanet güçlenir.
Melekler, sabrını destekler, cesaretini artırır. Onların varlığı, yalnız
olmadığını hatırlatır sana.
Bu yolda inişler çıkışlar vardır. Ama sabır ve metanetle
aşılmayacak engel yoktur. Vahiy, sabırla birlikte seni olgunlaştırır, kalbini
güçlendirir.
Unutma, her karanlığın ardından mutlaka bir aydınlık
gelir. Sabırla bekleyenler, o aydınlığa ilk ulaşanlardır.
Yolun
Işığı ve Sonrası
Vahiyyle başlayan yolculuk, karanlıklar içinde bir ışık
bulmaktır. O ışık seni yorar, bazen sınar ama asla yalnız bırakmaz. Her adımda
güç verir, her zorlukta yol gösterir.
Artık eskisi gibi yürüyemezsin; kalbinin derinliklerinde
yeni bir rehber taşırsın. Bu rehber, sadece senin değil, seninle birlikte
olanların da yolunu aydınlatır.
Yolun sonunda ne olduğunu tam anlamasan da, yürüyüşün
anlam doludur. Çünkü bu yol, seni Yaratan’a yaklaştıran, ruhunu besleyen,
hayatına anlam katan bir yolculuktur.
Ve unutma, her fısıltı bir çağrıdır. Gök yüzü adını
fısıldadıkça, sen o çağrıya kulak ver ve yola devam et.
Vahyin Yolunda
Karşılaşılan Sınavlar
Vahiy
yolunda yürürken, her zaman her şey kolay olmaz. Karşılaşılan sınavlar, insanın
inancını ve sabrını ölçer. Zorluklar, bazen yolu daha da aydınlatır, bazen de
insanı derin düşüncelere sevk eder.
Bu sınavlar,
ruhun olgunlaşması için gereklidir. Melekler, seni yalnız bırakmaz; zor anlarda
seni destekler, güç verir. Her engel, aslında yeni bir başlangıcın
habercisidir.
Unutma
ki, gerçek imtihan sabırla birlikte gelir. Sabredenler, sonunda hakikate ulaşır
ve huzuru bulur.
Yolun
zorluğu seni yıldırmasın. Çünkü bu yol, seni göklerin huzuruna götüren en
değerli yoldur.
Kalpte Doğan Umut
Vahiyyle
birlikte kalpte yeni bir umut doğar. Bu umut, geçmişin yüklerinden arınmış,
geleceğe güvenle bakabilen bir umuttur. Zorluklar ne kadar büyük olursa olsun,
bu umut seni ayakta tutar.
Her yeni
gün, o umudu güçlendiren bir fırsattır. Meleklerin fısıltıları, bu umudu besler
ve büyütür. Kalbin her çarpışı, o çağrının canlı bir hatırlatıcısıdır.
Umut,
vazgeçmemen için verilen en büyük güçtür. Vahiyyi taşıyan kalpler, bu umudu hiç
kaybetmez.
Sen de
yolunda ilerlerken, kalbinde bu umudu taşı. Çünkü umut, en karanlık anlarda
bile yolunu aydınlatır.
Kalbin Sessizliğinde Vahiy
Kalbin en
derin sessizliğinde, en yoğun yalnızlığında bile, vahiy sessizce iner. O an,
dışarıdaki gürültüler sustuğunda, ruhun en derin köşelerinde yankılanır.
Bu
sessizlik, vahyin en saf halidir. Hiçbir kelimeye ihtiyaç duymaz, sadece
hissettirir, yol gösterir. Kalbin derinliklerinde duyulan o ses, seni doğru
yola çağırır.
Melekler, bu
sessizlikte seni sarar, korur ve rehberlik eder. Çünkü gerçek vahiy,
kelimelerden çok daha öte, kalple anlaşılır.
Sessizlikten
korkma; çünkü orada en derin bilgeliği bulacaksın.
Vahiy ve Yüreklerin Buluşması
Vahiy,
sadece bir mesaj değil, aynı zamanda yüreklerin buluşmasıdır. Bu buluşma,
insanın iç dünyasında derin bir etki bırakır ve hayatın akışını değiştirir.
Yürekler
buluştuğunda, sözler gereksiz olur. Çünkü anlama ve kabul etme kalpten gelir.
Vahyin gerçek gücü, bu sessiz kabulde saklıdır.
Melekler,
yüreklerin bu buluşmasına eşlik eder, rehberlik eder. Onlar, insanın kalbinde
oluşan bu bağ sayesinde görevlerini yerine getirir.
Vahiy,
yüreklerde saklı bir sırdır ve o sır, insanın hayatını anlamlandırır.
Vahyin Yolunda Devam Etmek
Vahiyle
başlayan yolculuk, sürekli bir ilerleyiştir. Her adımda yeni bilgiler, yeni
anlayışlar gelir. Bu yolculukta sabır, azim ve inanç en büyük rehberlerindir.
Zaman zaman
zorlanırsın, yorulursun ama vazgeçmezsin. Çünkü içindeki o kutsal çağrı seni
hep ileriye taşır. Melekler seninle yürür, seni destekler ve korur.
Vahiy,
sadece başlangıç değil, hayatın boyunca sürecek bir yol arkadaşıdır. Onunla
birlikte yürümek, ruhunu besler ve seni hakikate götürür.
Bu
yolculukta, kalbini açık tut ve gelen her işarete kulak ver. Çünkü her vahiy,
seni daha güçlü ve bilge yapar.
Vahiyle Gelen Değişim
Vahiy,
insanın hayatında derin bir değişim başlatır. Bu değişim bazen yavaş ve sessiz
olur, bazen de ani ve güçlüdür. Ama her zaman kalpten başlar.
İçindeki
dünya değişir, düşüncelerin, duyguların ve davranışların yeni bir yön kazanır.
Eski alışkanlıklar yerini daha bilinçli, daha anlamlı seçimlere bırakır.
Melekler, bu
değişimin rehberleridir. Onlar, seni destekler ve doğru yolda kalman için
yardımcı olur.
Vahiyle
değişen insan, hem kendisi hem çevresi için bir ışık olur. Bu ışık,
karanlıkları aydınlatır ve umut olur.
Vahyin Kutsal Sorumluluğu
Vahiy,
yalnızca bir aydınlanma değil, aynı zamanda kutsal bir sorumluluktur. Kalbine
düşen mesaj, seni bir görevle donatır. Bu görev, sadece kendin için değil,
çevrendeki insanlar için de bir rehberliktir.
Bu
sorumluluk ağırdır, çünkü doğruluk, sabır ve sevgi ister. Ama aynı zamanda
büyük bir nimettir; çünkü seni Allah’a daha da yakınlaştırır.
Melekler, bu
sorumluluğu taşımanda yanında olur. Onların desteğiyle, zorluklar karşısında
dimdik durabilir, yoluna devam edebilirsin.
Vahyin
kutsal sorumluluğunu kabul etmek, ruhunun olgunlaşmasının ve yolunda
ilerlemenin anahtarıdır.
 İçsel Huzurun Kaynağı
Vahiy,
insanın kalbinde derin bir huzur kaynağıdır. O geldiğinde, kaygılar azalır,
endişeler hafifler. Çünkü kalp bilir; yol doğru ve koruma altındadır.
Bu huzur,
dışarıdaki karmaşadan etkilenmez. İçten gelen bir sükunettir. Melekler bu
sükunetin bekçisidir. Onlar, kalbini korur ve seninle beraber o huzuru büyütür.
İçsel huzur,
vahyin getirdiği en değerli armağanlardan biridir. O olmadan, yolculuk eksik
kalır. Huzur, ruhunun besinidir ve seni güçlü kılar.
Sabırla Beklemek
Vahiy
yolunda en önemli erdemlerden biri sabırdır. Çünkü her şey hemen gerçekleşmez,
her cevap hemen verilmez. Sabır, kalbin o sessiz bekleyişidir.
Sabreden
kalp, zamanı geldiğinde mükafatını alır. Melekler sabrını destekler, seni korur
ve güçlendirir. Onlar, sabrınla beraber yolunu aydınlatır.
Beklemek zor
olabilir, ama unutmamalısın ki sabır, en büyük kuvvettir. Vahiy, sabırlı
kalpler için gelmeye devam eder.
Yorumlar
Yorum Gönder
Merhabalar, rüyalarınızı ayrıntılı yazarsanız yorumları net olur.