İSTANBUL DEPREMİNE EN ZAYIF BÖLGELER!

 

İSTANBUL DEPREMİNE EN ZAYIF BÖLGELER!

İstanbul’da olası bir depremde en zayıf bölgeler, zemin yapısının gevşek, sıvılaşmaya yatkın ve yerleşim alanlarının daha eski ve deprem yönetmeliğine uygun olmayan binalarla dolu olduğu alanlardır. Bu tür bölgelerde deprem riskinin daha yüksek olduğu söylenebilir. İşte bu tür yerler:

 

Birinci Avrupa Yakası

Fatih ilçesi, tarihi yapılar ve eski binalarla dolu olup, zemin yapısı açısından zayıf olan bölgelerden biridir. Özellikle surların çevresi ve eski mahalleler, depreme dayanıklı olmayan yapılarla doludur.

Zeytinburnu, özellikle eski sanayi alanlarının yoğun olduğu bir bölge olup, zemin yapısı nedeniyle deprem açısından riskli bir alandır. Bölgedeki bazı yapılar da eski ve deprem yönetmeliğine uygun olmayan binalardır.

Bayrampaşa, endüstriyel alanların bulunduğu ve zemin yapısının gevşek olduğu bir bölgedir. Bazı yerleşim alanlarında eski ve dayanıklı olmayan binalar bulunur.

 Avcılar, özellikle Marmara Denizi'ne yakın olan bölgelerinde sıvılaşmaya yatkın zeminlere sahip olup, bu yüzden büyük bir depremde risk altında olabilir.

 

İkinci Anadolu Yakası:

Kartal ilçesi, özellikle deniz kenarındaki bazı bölgelerinde zayıf zemin yapısına sahip olup, eski yerleşim yerleri nedeniyle depreme dayanıklı olmayan binaların bulunması riski artırmaktadır.

Pendik'in bazı bölgeleri, özellikle deniz kenarındaki yerleşim alanları, sıvılaşma riski taşıyan zeminler üzerine kuruludur. Bu da deprem riskini artıran faktörlerden biridir.

Maltepe ilçesinin bazı bölgeleri, eski yerleşim alanları ve zayıf zemin yapılarıyla riskli alanlar arasında yer almaktadır. Özellikle sahil kesimi, sıvılaşmaya yatkın toprak yapısına sahip olabilir.

Kocaeli'nin İstanbul’a yakın köyleri (Yalova'ya yakın yerleşim alanları)**: İstanbul'un güneydoğusunda yer alan bazı yerleşim yerleri, depreme yatkın yerler olup, eski yapılar ve zayıf zeminler riski artırmaktadır.

 

Bu tür bölgelerde, zemin etüdü yapılmadan inşa edilen yapılar ve eski binalar, büyük depremler sırasında yıkılma riski taşıyabilir. Ayrıca, sıvılaşmaya yatkın bölgelerde, yer altı su seviyesinin yüksek olması ve toprak türünün gevşek olması nedeniyle, binaların temelleri daha fazla etkilenebilir.