14 Mayıs 2025 Çarşamba

Nasrettin hoca masalları.

Nasrettin hoca ve okul anıları.

Birinci bölüm.

Hocanın mizah anlayışı çocukluğunda başlamış, okulda akranlarına bile şakalar yapar onları hem güldürür hem düşündürürmüş.

Koca yaz bitmiş okul zilleri çalmaya başlamış bir sonbahar sabahı.

Nasrettin hocanın okulu köyün öbür ucunda ve birazda aşağı köye yakınmış.

Nasrettin hoca 15 yaşında ama köylerine okul yeni yaptırılmış, henüz birinci sınıfa başlamıştı, siyah önlüğünü, beyaz yakasını takmış, bez çantasını da boynundan çapraz geçirip okul yolunu tutmuş.

Hoca köyün en tepe mahallesinde oturduğu için yolda giderken bir, iki, üç derken yola aşağı inerken çocuklar da ona katılıyordu okul yolunda.

Eskiden okula yaya gidilirdi ve bazen köylerde okul, çocukların evine yaya olarak gidildiğinde bir saat hatta iki saat gidilecek kadar uzaklarda oluyordu.

Yolda giderken hocanın yolunun üzerinde Hülya evden çıktı Nasrettin beni de bekle, birlikte gidelim benim de ilk günüm bu gün diye seslendi.

Hülya da temiz pak yeni önlüğünü giymiş bembeyaz dantelli yakasını takmış bez çantasını boynuna takmış koşarak Nasrettine yetişmiş.

Yine biraz ilerledikten sonra yolun alt tarafında. Hülyanın büyük halasının kızı Semraya seslenmiş.

Haydi koş Semra okulun ilk günü geç kalmayalım demiş.

Semra ve ailesi İstanbulda yaşıyordu, o yaz köye yerleşmişlerdi ve Semra köye yabancı sayılırdı, o çünkü İstanbulda doğup büyümüştü.

Okula vardılar hep birlikte ve civar mahallelerden gelen çocukların kimisi okul bahçesine ulaşmış kimisi henüz yolda zil çalmadan yetişmeye çalışıyorlardı.

Öğretmen bayrak direğinin yanına geldi, toplanın çocuklar dedi.

Ben öğretmeniniz İbrahim Çavuş, Hepinize günaydınlar.

 Yeni atandım köyünüze ve en az beş yıl birlikteyiz bu okulda dedi.

Öğretmenin gözü bir yandan da yolda koşan çocuklara ilişiyordu.

Neyse öğretmen okulun bahçesinde hazır bulunan çocuklara seslendi, evinizden erken çıkın ve okula zamanında gelin, gelmeyeni yok yazarım ve devamsızlıktan sınıfta kalabilirsiniz dedi.

 

Hayrettin adında bir öğrenci adeta uçarak geliyordu sanki.

Neyse öğretmen saat dokuz oldu çocuklar, boy sırasına göre üçer üçer sıra olun dedi.

Okulun ilk günü olduğu için, çocuklar önce şaşkınlık içerisinde biri arkaya koştu diğeri öne koştu, karışık bir şey oldu.

Boyu kısa olanların kimisi en arkada kaldı hiç görünmüyordu.

Hatta köye okul yeni yapıldığı için eğitim almakta geciken Hayrettin ve Nasrettin de en önde yer almıştı. Öğretmen, henüz kimsenin adını bilmediği için, boyu uzun olanlar arkaya kısa olanlar öne gelsin ve İstiklal marşımızı okuyalım dedi.

Öğretmen rahat, dedi. Çocuklar birbirine baktı. Hazır ol dedi kimi burnunu çekti kimi başını kaşıdı. Öğretmen çocuklar bu davranışınız çok normal ancak ben rahat dediğimde sağ ayağınızı biraz sağa doğru açın, hazır ol dediğimde her iki ayağınızı yan yana getirip kollarınızı yanınızda birleştirip kıpırdamadan bir dakikalık marşımızı söylemek için hazır olmalıyız dedi.

Eğitim başlamıştı artık.

Marşımızı öğretmen okudu biz dinledik, çünkü hiç birimi henüz marşımızı ezbere bilmiyoruz.

Öğretmen rahat dedi ve sınıfa girin dedi.

Nasrettin ve Hayrettin erkek öğrenciler arasında okulun en büyükleriydi, yaşları 14-15 olmuştu beşinci sınıf bittiğinde 19-20 yaşında olacaklardı.

Köy evleri genellikle en fazla 15-20 metre kare olduğu için, çocuklar ilk defa tavanı yüksek devasa bir sınıfa girdiler ve konuştukça sesleri yankılanıyordu.

Sıralar kümelenmiş ve öğretmen üçer kişi oturacak şekilde şimdilik herkes otursun dedi.

Nasrettin ve Hayrettin en ön sıraya tahtayı ve öğretmeni rahat göreceği bir yere oturdular, diğer yaşları henüz yedi ve sekiz olan küçük çocuklar ise en arkalarda bir yerlere oturdular.

Öğretmen çocuklara tekrar hoş geldiniz yeni eğitim ve öğretim yılımız hayırlı olsun dedi ve tahtaya dönüp sol köşesine o günün tarihini attı.

 

 

Bir anda ayağı taşa takıldı yüzünün üstüne kapaklandı 4- 5 metre yüzünün üzerine kayıp gitti aşağı doğru.

Hep birlikte, Hayrettine doğru koştuk ve ayağa kalkması için yardım ettik. Sol yüzünü yere gelmiş taş çakıl yüzünün etini çenesine doğru sıyırmış kan içindeydi ve yine sol kolu yanına düşmüş kontrolden çıkmış şekilde aşağı doğru sallanıyordu.

 

 

 

 

 

 


Yeni eklenen rüyalar

Nasrettin hoca masalları. Nasrettin hoca ve okul anıları. Birinci bölüm. Hocanın mizah anlayışı çocukluğunda başlamış, okulda akranlar...